|
Kenan ÖZCAN
1959 - 20 Ekim 1985 |
1959 yılında Fatsa'nın Bağlarca Köyü'nde doğdu. Altı çocuklu bir ailenin
ikinci çocuğuydu. Babası, tefeciden aldığı yüksek faizli para ile fındık
üretimi yapan yoksul bir köylüydü. Bir dönem faizli borç ile bir ayakkabıcı
dükkanı açtıysa da kazancının önemli bölümü faize gittiği için aile hep
ağır bir geçim sıkıntısı içinde yaşadı.
Bir arkadaşı anlatıyor: "Kenan ufak tefek olmasına rağmen son derece gözüpek bir çocuktu. Birgün okulda sınıfa girdiğinde tahtada bir kurt resmi çiziliydi, Kenan hemen resmi sildi, sonra duvarda asılı duran kurt resmini de indirdi, geçip yerine oturdu. Sınıftaki faşistler hiçbir şey diyemediler. Gerçi sonradan, faşist bir fen hocası vardı, ona dövdürdüler Kenan'ı... Birkaç kez de okul çıkışı Kenan'ın önünü kesip dövdüler." Kenan Özcan, o dönemde Fatsa Halkevi'ne gidip gelmeye başladı. Bir yandan okulunda faşist işgale karşı oluşan örgütlenme ve eylemlilik içinde yer alırken, diğer yandan devrimci düşüncelerle daha yoğun bir ilişki içine girdi. Özellikle Halkevi Başkanı Kemal Kara'nın Kenan Özcan üzerinde çok etkisi oldu. Nitekim Kemal Kara'nın polis Necati Budak gözetimindeki bir grup faşist tarafından pusu kurularak öldürülmesi Kenan Özcan'ı derinden etkiledi ve mücadele içindeki çabası ve etkinliği daha da arttı. Fatsa Ticaret Lisesi'nde okumakta olduğu bu yıllarda Devrimci Yol hareketinin çalışmalarına katıldı. Okulda faşist işgalin kırılmasında mücadeleci kişiliğiyle büyük payı oldu. Sonraki dönemde Karadeniz'de düzenlenen "Fındıkta Sömürüye Son" mitinglerinin örgütlenmesinde, Fikri Sönmez'in seçim çalışmalarında, karaborsacılara ve tefecilere karşı yürütülen eylemlerde, "Çamura Son" kampanyasında, Ordu'nun çeşitli ilçelerinde faşistlere karşı aktif mücadele içinde yer aldı. Kenan Özcan, 1979 Aralık'ında Ordu'da kaldığı evde gözaltına alındı. Önce Ordu Emniyetinde, ardından Samsun Emniyeti'nde ağır işkencelere maruz kaldı. Tutuklanarak Samsun Cezaevi'ne girdi. 12 Eylül darbesi geldiğinde Kenan Özcan, Samsun Cezaevi'ndeydi. Kasım 1981'de hakkında yeniden soruşturma açılarak Samsun Cezaevi'nden dönemin işkence merkezi Perşembe Eğitim Enstitüsü'ne götürüldü; yeniden işkenceye alındı. Ardından yargılanmakta olduğu dava Fatsa Devrimci Yol davası ile birleştirildi; önce Ordu Efirli Cezaevi'ne, sonra da Amasya E Tipi Cezaevi'ne götürüldü. Amasya E Tipi Cezaevi'nde süren baskılara karşı gelişen direnişlerin örgütleyicilerindendi Kenan Özcan... Fatsa Davası boyunca görüşlerini kararlılıkla savundu. Bu süre boyunca edebiyatla da uğraştı, şiirler yazdı. İtirafçı sanıkların polisle girdikleri işbirliği sonucu 1985 yılında tekrar Fatsa'ya götürülerek ağır işkencelere uğradı. Cezaevine geri getirildiğinde tek kişilik hücrelerden oluşan müşahade bölümüne koyuldu. 1985 yılının 20 Ekim sabahı hücresinde intihar etmiş olarak bulundu. Bir arkadaşı anlatıyor: "O sabah hücrelerin kapıları açılmaya başlandığında, askerler Kenan'ın
hücresine geldiklerinde birden durdular. Sonra hızla geri dönüp açtıkları
hücreleri de kapatıp müşahadeyi terkettiler. Ortada bir olağanüstülük olduğu
çok belliydi. Herkes mazgallardan birbirine ne olduğunu sormaya başladı.
Ne olduğunu tam anlayamamıştık. Bu esnada askerler yanlarında subaylar
da olduğu halde geri döndüler ve doğruca Kenan'ın hücresine gittiler. Bir
süre konuşmalar oldu ama biz tam duyamadık. Önce Kenan'ı tekrar emniyete
götürnıek istediklerini sandık ancak bu arada bir "ölüm" lafı telaffuz
edildi. Sonra askerler ve subaylar tekrar çekip gittiler. Kenan'ın hücresinin
sağındaki ve solundaki hücrelerden Kenan'a seslenildiyse de cevap alınamadı.
Bir ara sessizlik oldu, sonra biri "Galiba Kenan ölmüş" dedi. Önce donup
kaldık; sonra kıyamet koptu. Hücre kapılarına vurulmaya başlandı, bağırışlar
hıçkırıklara karıştı. Gürültü üzerine bir subay müşahadeye geldi ve "Arkadaşınız
intihar etmiş" dedi. Kenan'ı görmek işin ısrar ettik. Bunun üzerine temsilci
arkadaşı... Kenan'ın hücresine götürdüler. Temsilci Kenan'ın üzerinde çıkan
bir miktar para, bu paranın borçlu olduğu bir arkadaşa verilmesini istediği
kısa bir not ve son gece yazdığı şiirle geri döndü. Sadece "Kenan ölmüş"
diyebildi."
|
Biradım Dergisi Web Grubu 2003-2004 email: web@devrimciyol.org